Ağrı'da Kar Yağışı Tehlikeli Derecede Azalıyor

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, bölgedeki kar yağışı miktarındaki azalmanın endişe verici boyutlara ulaştığını açıkladı. Tarımsal faaliyetler ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyan kar, artık eskisi gibi yağmıyor. Prof. Dr. Kaya, Şubat 1985'te 225 santimetreye ulaşan kar kalınlığının günümüzde sadece 10-15 santimetreye düştüğünü belirterek, bu durumun gelecek için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Bu azalma, Doğu Anadolu Bölgesi'nin su kaynaklarını tehdit ederken, tarım ve hayvancılık gibi sektörleri de olumsuz etkiliyor. Ağrı'nın ekonomisi ve halkının yaşamı, kar yağışının azalmasıyla doğrudan ilişkili. Bu nedenle, bu konuya dair farkındalık yaratılması ve çözüm arayışlarının başlatılması şart.

Ağrı'nın Değişen İklimi

Prof. Dr. Kaya, küresel ısınmanın Ağrı'nın iklimi üzerindeki etkilerini araştırdı. Yüzlerce yıldır sert kışları ve sıcak yazlarıyla bilinen Ağrı'da sıcaklıklar artıyor, yağış miktarı azalıyor. Uzun yılların ortalama sıcaklık değeri 6,3 derece iken, son 7 yılda 8,6 dereceye yükseldi. Yıllık yağış miktarı ise 523,9 milimetreden 465,8 milimetreye geriledi. Kar yağışlı gün sayısı da 48 günden 29 güne düştü. Eleşkirt (6,2 derece), Patnos (7 derece), Diyadin (4,9 derece), Hamur (6 derece), Taşlıçay (5,7 derece) ve Tutak (7,3 derece) gibi ilçelerde de benzer değişiklikler gözlemlendi. Bu durum, Ağrı'nın tamamını etkileyen bir iklim krizi olarak tanımlanabilir. Ekstrem sıcaklıklar da dikkate değer ölçüde değişti. Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun en düşük sıcaklığı olan eksi 45,6 derece (20 Ocak 1972) ile en yüksek sıcaklık 39,9 derece (11 Ağustos 1961) arasında büyük bir fark bulunuyor. Sıfır derecenin altındaki gün sayısı ise yaklaşık 156.

Su Kaynakları ve Tarım Üzerindeki Etkiler

Kar yağışındaki azalma, Ağrı'nın su kaynaklarını doğrudan etkiliyor. Balık Gölü, Patnos Barajı ve Yazıcı Baraj Gölü'nde su seviyeleri tehlikeli ölçüde düştü. Bu durum, hem içme suyu teminini hem de tarım arazilerinin sulanmasını zorlaştırıyor. Azalan su kaynakları, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkiliyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde, hayvancılık ve tarım için olmazsa olmaz olan meralar ve çayırlar yeterince beslenemiyor. Bu durum, bölge ekonomisini ve halkının geçimini tehdit eden önemli bir faktör. Van Gölü havzası ve çevresi de bu olumsuzluklardan etkilenmekte. Grönland'daki buzul erimelerinin Anadolu'yu nasıl etkilediği de göz önünde bulundurulmalı. Bu, sadece Ağrı'nın değil, Türkiye'nin de karşılaştığı büyük bir problem.

Sürdürülebilir çözümler bulmak için acil önlemler alınması gerekiyor. Ağrı gibi bölgelerde, doğaya uyumlu tarım ve hayvancılık modelleri geliştirmek hayati önem taşıyor. Kar yağışının azalmasının etkilerini hafifletmek için, su yönetimi stratejileri ve iklim değişikliğiyle mücadele politikaları uygulanmalıdır. Bu durum, hem Ağrı halkının geleceği hem de Türkiye'nin sürdürülebilirliği için çok önemli.